Erdoğan'ın taraflı olduğunu söylemek, Anayasa'yı çiğnediğini göstermek filan doğru bir strateji değil çünkü hukuku çiğnemek zaten onun seçim taktiği. Hukuku ihlal etmek, Anayasa'yı (gizli saklı değil) göstere göstere çiğnemek onun propaganda taktiği. "Ben kanunum, ben devletim," diyor. Verdiği sübliminal mesaj şu: Gücüme güç katarsanız siz de bu gücün parçası olursunuz! Bu açıdan hukuku ihlal ettiğini değil, hukuku ihlal etmesinin onun seçim taktiği olduğunu göstermek gerekiyor. Erdoğan'ın, güçlendikçe ona güç verenlerden daha da kopacağını vurgulamak gerekiyor. "Ne yaparsanız yapın ben kanun olmaya devam edeceğim" diyor, "hukuku çiğniyor" yaygarası onun işine geliyor. Erdoğan'ın hukuku çiğnediğine değil alternatiflerin olduğuna vurgu yapmak gerek. Yoksa onun "yıkılamayacak güç olduğu" ve kendisinden başka hiçbir gücü tanımak zorunda olmadığı imajına destek vermiş oluruz. Çağımızın faşist liderleri liberallerin "ama hukuk çiğneniyor" yaygaralarından da kuvvet alarak yükseldi. Zaten hukuku çiğneyeceğini vaat eden birini hukuku çiğnemekle eleştirmek kadar saçma bir tavır olamaz. Hukuku çiğnemesi bir olgu, bunun sebebini anlayıp ortadan kaldırmaya yönelmedikçe yaygaramızla Erdoğan'ın değirmenine su taşımış oluruz.
Bu yüzden 7 Haziran normal bir seçim değil, "Erdoğan'ın her sözü kanun olsun mu?" referandumudur. Bu referandumda öncelikli görevimiz Erdoğan'a en az milletvekilini vermek, bir kişiye mahkum olmanın tek seçenek olmadığını her fırsatta ve her an anlatmak. Bütün AKP provakasyonları, alternatif sözlerin dolaşıma girmesinden korkulduğu için yapılıyor
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder