Ayrıca "klavye militanları"nın hiçbir etkisi yok, etkileri olsa "klavye militanı" olmazlardı. En basitinden "Farklı fikirlere partimizde yer var" demek bu kadar mı zor? "Düzen partileri gibi lider tartışmayız" diyor ama Türkiye'deki "düzen partileri" gibi tek sesliliği bu kadar mı seviyor HDP? Farklı fikirlerin şu anda sadece HDP çevresindeki insanları etkileme hakları var, olmalı, bu açıklama tam da bu etkileme hakkını almaya çalışıyor.
Ayrıca insan, yaptıklarını tutkuyla ve militanca yapmalı, klavyeyi de militanca kullanmalı elbette. Hangi alanda olabiliyorsa o alanda, militanlık, yani adanmış bir ruh kötü bir şey değil. Klavye, kafanı kaldırıp dünyayı görmene engel değilse neden kötü olsun? Biz, bedel ödemeyenler, profesyonel siyasetçi olmayanlar, hayatının tamamını değil bir kısmını siyasete ayıranlar, siyasi kariyeri olmayanlar, sabah vakti işine gidip öğlen vakti aklına siyasi bir mesele takılanlar, hiç konuşmayalım mı? Partinin kapıları bizim bütün sözlerimize kapalı mıdır? Partililerin kulakları bizim sözlerimizden uzaklaştırılmalı mıdır? Keşke sadece klavyede değil, başka alanlarda da siyaset militanca yapılabilse, gelenek doğrultusunda dikine gitmektense bir fikir uğruna tartışılarak makas değiştirilebilse.
Gelecek kongreye ilişkin iki fikir varsa, Bilgen'in konuşması pozisyonlardan birini "klavye militanları" diğerini "bedel ödeyenler" olarak tarif ediyor, baştan dışarıda kalan klavye militanlarını tasfiye etmeyi hedefliyor. Her bir HDP'liye kimden etkilenmesi, kimden etkilenmemesi gerektiği söyleniyor. HDP'lilere yapılan farklı fikirlerden etkilenmeme çağrısı, HDP'yi her türlü farklı fikre kapatmak anlamına geliyor. Açıkçası bu farklı fikirlerin tasfiyesini savunan bir tutum ve her tasfiyeci hareket nihayetinde örgütlenmeyi farklı eğilimlerden birine kapatmak anlamına geliyor. HDP'yi kapatan devlet değil, kendisi. Hukuken tabelalar indirilmiyor ama belli sınırları kabul etmeyecek kişilerin partide hiçbir yeri olmadığı ifade ediliyor. HDP, kendisini barajın üstüne çıkaran açılma harekatını sonlandırmış bulunuyor, CHP gibi -düşmekten ve yükselmekten korkarak- oy oranını sabitleyecek bir hamledir belki de bu, hayırlısı olsun.
Benim bu tasfiyeye karşı koyacak gücüm yok doğal olarak, zaten içeride değilim; ödediğim bedeller sınırlı, sabahları dağıttığım iki-üç bildiriyi, iki-üç insanı etkileyebilmek için verdiğim uğraşı siyasi faaliyet olarak tanımlamama müsaade etmiyor ülke koşulları. Partiyi bana kapatanlara hayırlı olsun diyor, yürütebildiğim biçimlerde mücadeleye devam ediyorum. Bedel ödeniyor, ödenecektir elbette, temennimiz bu kadar ucuz karşılıklara bu kadar fazla bedel ödenmeyen bir dünya geliştirebilelim yine de. Bu bağlamda, bir nebze de olsa siyaset konuşabilelim. Mecbur konuşacağız, ne yapacağız konuşmayıp da? Elbette değiştirecek şeyler var.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder