22 Mayıs 2015 Cuma

Bursa'daki direnişten ders çıkarmak

Bursa'daki direnişten DİSK'in ve/veya işçi sınıfının çıkarları için mücadele iddiasını taşıyan herkesin ders çıkarması gerekiyor, Türk Metal Sendikası'nın değil. Zaten Türk Metal sarı sendika bile değil, mafya uzantısı bir kontrasendika. İşçiler, patronlarını zorlayacak bir şey istemesinler diye bütün söz ve eylemlerinin tıkıldığı bu hapishaneyi parçalamaya meylediyor. Peki Birleşik Metal İş neden alternatif olamıyor? Bunu hiç düşünmeyecek mi sendika? Hakikatin/gerçekliğin eleştirisi karşısında kendini yıkıp yeniden kurabilecek örgütlere ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum. Somut durumu eleştirebilmek için önce somut durumun bize eleştirisine kulak vermek; yenilgilerimize, zaaflarımıza, güçsüz yanlarımıza odaklanmak zorundayız. Devrimciler -kendilerini daha güçlü göstererek büyüyen, arkasını ihtişama yaslayabilen muhafazakarların aksine- kendi güçsüz yanlarını keşfederek güçlenebilir ancak. Büyük işçi direnişi heyecanlandırıcı elbet, ama buradan yarına ne kalacak? "İşçiler yenilecek mi yenecek mi?" sorusuna sıkışmadan, mücadele etmenin kendisini bir kazanıma çevirebilecek bir siyasi hat üretebiliyor muyuz? Sınıf mücadelesinin sıcak anları her birimizin birbirimize muhtaç olduğunu görerek eşitleşme anlarımızdır; burjuva söylemince hep karşı karşıya konan "eşitlik" (her insanın değerli olması) ve "özgürlük" (her bir insanın daha güçlü olması) bu anlarda iç içe geçer; hep birlikte güçlenilir. Bursa'daki işçi direnişinde bu eşitleşme gerçekten yaşanıyor mu- mesela taşeronlar mücadelede içeriliyor mu?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder