3 Kasım 2002: Erdoğan siyasi yasaklı olduğundan Meclis'e seçilemedi. AKP bu krizi yasamanın gücüne başvurularak, milletvelliği yolunu açacak yeni yasa yapılarak aşıldı. 15 Mart 2003'te Meclis'e girerek başbakan oldu.
27 Nisan 2007: 367 kararı 4'e karşı 7 oyla alındı. AKP bu kararı yasamanın gücüne başvurarak aştı.
Yargının bu kararı yasama üzerinden (yeniden seçim) ve cumhurbaşkanlığını halk tarafından seçtirecek yeni düzenlemeyle aşıldı.
12 Temmuz 2007: Bir evde bulunan bombaları üzerine Ergenekon davası başladı. Taraf gazetesi bu davada aktif rol üstlendi, Baykal davanın avukatıyım, Erdoğan, savcısıyım dedi. Türkan Saylan'la Veli Küçük bu başlık altında ortaklaştı.
30 Temmuz 2008: Yargıtay, AKP hakkındaki kapatma davasını 6'ya karşı 5 oyla reddetti. Ancak laikliğe aykırı fiillerde bulunduğu kabul edildi, aldığı kamu yardımının yarısından yoksun bırakılması kararlaştırıldı.
2009: Kürt siyasetçilere dönük çok büyük KCK davası başlatıldı. Belediye başkanları kelepçeli görüntülendi ve bu görüntü basına servis edildi.
30 Temmuz 2008: Yargıtay, AKP hakkındaki kapatma davasını 6'ya karşı 5 oyla reddetti. Ancak laikliğe aykırı fiillerde bulunduğu kabul edildi, aldığı kamu yardımının yarısından yoksun bırakılması kararlaştırıldı.
2009: Kürt siyasetçilere dönük çok büyük KCK davası başlatıldı. Belediye başkanları kelepçeli görüntülendi ve bu görüntü basına servis edildi.
12 Eylül 2010: AKP yargı sorununu toptan halletti. Referandumla yargının zor değişen yapısı yürütme organınca değiştirilebilir bir biçime sokuldu.
2011: BDP'nin barajı aşmak için bağımsız olarak seçime girecek adaylarından 7'sinin adaylığı önce kabul edildikten sonra iptal edildi. Güçlü tepkilerin ve sokak protestolarının ardından 21 Nisan saat 10'da YSK büyük ölçüde geri adım attı, çoğu adayın adaylığını kabul ettiyse de bir kısmını etmemekte diretti.
7 Şubat 2012: Hakan Fidan davası. Gülen kendini gösteriyor. MİT başkanı Hakan Fidan ifadeye çağrılıyor, Erdoğan "gitme" diyor. Mesele PKK ile görüşmeye bağlanacak. Erdoğan bu krizi MİT elemanlarının yargılanmasını kendi iznine bağlayan bir yasa çıkararak aşıyor. Yani çözüm sürecini kamusal bir tartışmayla aşmak yerine sorumluları hukukun dışına taşıyarak aşıyor bu sorunu. Bu hareketini bu andan itibaren temel metodu haline getiriyor ve 2017 referandumunda ülkeyi yönetecek kişiyi hukuka tabi olmaktan çıkaracak bir yol bularak hukuksuzluğu kemale erdiriyor.
4Nisan 2012: Referandumun yan vaati olan 12 Eylül davası başladı. İddianame dünyayla ilişki kuramayan dar görüşlü bir Fethullahçıdan çıktığını belli eder nitelikteydi. "Abi sağcısını da solcusunu da kullanmışlar valla" tadında bir şeydi, hatırladığım kadarıyla.
4Nisan 2012: Referandumun yan vaati olan 12 Eylül davası başladı. İddianame dünyayla ilişki kuramayan dar görüşlü bir Fethullahçıdan çıktığını belli eder nitelikteydi. "Abi sağcısını da solcusunu da kullanmışlar valla" tadında bir şeydi, hatırladığım kadarıyla.
31 Mayıs 2013: Gezi Drenişi'nin en harlı gününde İstanbul 6. İdare Mahkemesi protestoların gücü neticesinde Topçu Kışlası'nın yapımına onay veren kararı iptal etti.
Aralık 2013: Bahsetmeye gerek yok. Herkes biliyor, hukuk sahasının nasıl saf bir şekilde güç savaşına dönüştüğünü.
20 Mayıs 2016: Meclis, yasama dokunulmazlıklarını sadece bazı vekiller için kaldıran Anayasa'ya aykırı Anayasa değişikliğini onaylayarak, yasamayı yürütmenin emrindeki yargının karşısında maymuna çevirecek büyük adımı atıyor.
21 Temmuz 2016: OHAL ilan ediliyor. Yargı üyeleri topluca yerlerinden ediliyor, tüm hukuk sahasını Erdoğan'ın yarattığı korku havası belirliyor.
Eylül 2016: Anayasa Mahkemesi OHAL'de KHK'ların anayasaya uygunluğunu denetleyecek yetkisi olmadığı kararına varıyor! Anayasa filan geçerli değil, demiş oluyor yani.
16 Nisan 2017: YSK'nın referandumda çok tartışmalı mühürsüz oy meselesi.
31 Mart 2019: YSK seçim kazanan bazı HDP'li belediye başkanlarının başkanlıklarını KHK'lı oldukları gerekçesiyle reddediyor. KHK'ların yasalara ve anayasaya uygunluğunu denetlemesi gereken yargı, kendisini yürütme organının keyfi kararlarına bağlamış oluyor. Ayrıca seçim yenileme filan da yapmıyor, başkanlığı basbayağı seçimi kaybetmiş AKP'li adaylara teslim ediyor.
İstanbul seçimlerine yapılan bin bir itiraz sonucu seçim 7'ye karşı 4 oyla iptal ediliyor. Bu sefer yargının krizini aşmak CHP'ye düşüyor, roller değişiyor. Yeniden seçimi gitmek, bir nevi yargı kararı karşısında halka başvurma eylemine dönüşüyor ve AKP seçimi ezici biçimde kaybediyor.
26 Temmuz 2019: Anayasa Mahkemesi barış akademisyenlerinin yarılanmasında hak ihlali olduğuna karar veriyor, 8'e 8 oyla (eşitlik durumunda başkanın kararı belirleyici olan başkanın oyuyla) alınıyor karar.

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder