Niyet beyanı

Kobane'de düşen ve hâlâ savaşan MLKP'li nice devrimci var: Ivana Hoffman, Serkan Tosun, Emre Aslan ve başkaları. Almanya'dan MLKP saflarına katılan Ivana Hoffman'ın bir mesajı var, enternasyonalist komünizm mesajı. Bunu sahiplenmekte tereddüt etmiyoruz. Buna rağmen, bazı dostlar, gerek ailesinin açıklamalarına gerek başka pek çok veriye dayanarak -sanki gerçeği kabullenemiyormuşuz gibi- Nejat'ın MLKP'li olmadığını söylediğimiz için bizi liberal olarak görüyor, bu tavrımızı örgütlülüğe/ örgüte düşmanlığımıza yoruyorlar. İlk tepkilerde bu görünüyordu. Ardından örgüt açıklaması geldi, orada da katılımının MLKP'ye olmadığı söyleniyor, sonrasında "orada sicil bilgilerini verirken, kendini MLKP'li diye tanıtmış, kayıtlara örgütlü bir devrimci olarak geçmiştir" deniyor. Burada HPG-YPG'ye haksızlık yapıldığının/yanlış bir tavır içinde bulunulduğunun farkında bile olunmadığını düşünüyorum. O saflarda ölenler örgütsüz birer devrimci midir? Kobane'de örgütsüz ölen biri mi var, bu ifade niye kullanılıyor?  

Gerçek, devrimcidir. THKO'lu Cihan Alptekin'le Ömer Ayna'nın Kızıldere'de ölüme gitmesinin bir anlamı vardı. Orada sadece THKP-C olmadığını unutmamak boynumuzun borcu. İlk kuşak devrimciler, kendi kurdukları örgütleri aşarak devrimcileştiler, kurdukları örgütlerin birer araç olduğunu hiç unutmayarak ortaklaştılar/ölümsüzleştiler. Kobane'de de Türklerle Kürdler ayrı ayrı örgütlerde savaşarak bir araya gelmiyor da, farklı örgütlere dağılıyorsa, gerçek buysa, bu da bir mesajdır.  

Nejat'ın babası Hikmet Acun daha önce Rosa Luxemburg'un mezarında yazan sözü nakletmişti: "Ölüler bizi uyarıyor!" Bu yüzden, ne dediklerini anlamak, öncelikle gerçeği anlamak borcumuz. 

Nejat kendine Ermeni devrimci Paramaz'ın adını aldı, Alevi isyanlarının sembolü "Kızılbaş" adını üstlendi ve YPG saflarında ölerek Kürdleşti. Bu bir siyasi pozisyona denk düşüyor. Çünkü o, dayanışmanın ötesinde, ezilenlerle suç ortaklığından bahsediyordu: Yanlış yaptıklarında dahi ezilenlerle ortaklaşmaktan yani.  

Nejat'ın verdiği mesaj, kanımca, bir Türkün Kürd ulusuyla dayanışmasından öte, Türkün Türklüğünü parçalayarak devrimcileşmesi/ komünistleşmesi mesajıdır. Bunu, kendi çizgisini içeren komünist bir örgüte katılarak değil, kendi bedenini uluslara parçalayarak yapıyor. Bu tavır, kendi çizgini ifade eden komünist bir örgütle savaşmaktan ne daha aşağıda ne de daha yukarıdadır. Farklı bir tercih, farklı bir çizgidir. Bunları (yanlış veya doğru) benim de paylaştığım eleştiriyi suçlayan bir tavır olduğu için söylemek gereği duydum. Velhasılı kelam niyet sorgulayanlara karşı bu bir niyet beyanı. 

1. Nejat'ın son sözlerini belirttiği mektubunda örgütünü belirten hiçbir ifade olmadığı gibi "hakikat arayışcılığının öncü ve artçı örgütünü yaratmanız dileğiyle" çağrısıyla bitiriyor, kendini bir örgüte ait hissetmediğini açıkça gösteriyor.

2. MLKP de Nejat'ın sicil bilgilerini YPG'den aldığını ifade ediyor. Kendi açıklamasında belirttiği üzere, örgütün, Nejat'ın MLKP'li olduğundan öldükten sonra haberinin olması, ortada bir karışıklık olduğunun ispatı sayılamaz mı? Bu karışıklığın kötü niyetli olduğuna inanmıyorum. Ancak kötü niyet olmaması gerçeği araştırmamıza engel değil. 

3. Paramaz'ın/Nejat'ın sırtında şehit düştüğünü söyleyen Mazlum Tekman'ın, Etha'da yayınlanan mektubunda söylediği sözleri, MLKP'li olduğu bilgisinin cephede bile bilinmediğini gösteriyor ayrıca: 

"MLKP'li olduğunu sonradan öğrendim. Bize hiç anlatmamıştı. Heval Narin, 'MLKP'li olduğunu biliyorsun değil mi?' demişti. 'Yok Paramaz bize (HPG) katıldı' dedim. 'Yok MLKP'li olarak geldi. Biz size HPG'li olarak geldi dedik' dedi. Keşke bize söyleseydi. Daha çok gurur duyardık. MLKP'liler de bizim yoldaşımızdır. MLKP'liler diğerleri gibi değil. Yoldaşını geride bırakmaz"

Neticede hangi örgütün safında savaşmış olursa olsun, kitabında yer alan şu sözleri baki:

"Bir devrimci; komünist bir örgütün ve / veya cephenin savaşına destek verir, ezilenlerin cephesinde savaşır. Onun içinde de yer alır. Bu o siyasi anlayışı tamamen savunduğu ondan olduğu anlamına gelmez"